Ana içeriğe atla

Helikopter Ebeveynlik


Helikopter ebeveynlik kavramı ilk kez Dr. Haim Ginott'un "Ebeveynler ve Ergenler" adlı kitabında kullanılan bir benzetme . Peki nedir bu Helikopter ebeveynlik gelin beraber inceleyim.
 🌟Her aile içgüdüsel olarak çocuğuna yardımcı olma, koruma, destek olma davranışı gösterir. Bu davranış sağlıklı ve doğru bir yaklaşımdır. Ancak burada inceleyeceğimiz tutumu yoğunluk derecesi belirlemektedir. Helikopter aileler bu yoğunluk derecesini en üst seviyelerde yaşama eğilimi gösterirler. Adeta çocuğun etrafında dönme davranışı gösterdikleri için bu benzetme yapılmaktadır. Günümüz şartları ile beraber kaygı seviyesinin üst perdelerde yaşanmasıyla birlikte bu durumun aile ve aile içine yansıması çocukları da etkilemektedir. Dış dünyanın getireceği olumsuzlukları engellemek çabası ile aşırı mükemmelliyetçi bir tutuma bürünen ebeveyn acaba kendini ve çocuğunu ne kadar koruyabiliyor? Burada bahsetmek istediğim her şeyin normal seviyesinde olması gerektiği vurgusudur.
Peki hangi davranışlar helikopter ebeveyn tanımına girmektedir bir göz atalım.

Helikopter Ebeveyn Hangi Davranışları Sergiler

👉 Çocuğunu tüm olumsuzluklardan korumaya çalışan ebeveyn çocuğu susamadan su içirir, üşüdüğünü hissetmeden hırkasını giydirir, ayakkabısının bağcığını bağlar ve aman düşme der, ne yiyeceğine, ne kadar yemesi gerektiğine ebeveyn karar verir. İşte bu örnekler basit gibi görünse de okulöncesi dönemde oldukça önemlidir. Yaşantılarımızda anneye tam bağımlı, hayatta bocalayan, yaşadığı zorlukların üstesinden gelmekte zorlanan, yaşamında hep desteğe ihtiyacı olan bireyleri maalesef bu tutumlar yüzünden  görmekteyiz. Tabiyki çocuğumuza su içirmek, soğuksa hırka giydirmek isteyeceğiz ancak burada istenilen çocuğun bedeninin farkına vararak, ihtiyaçlarını belirleyebilme, dile getirebilme yetileridir. Bu düşüncesini aktif olarak  kullanamayan çocuk, bir zamandan sonra tamamen karar verme yetisini kendine bakan kişiye bırakmış oluyor. Sorunlarda işte tam bu noktada başlıyor.

👉 Aşırı koruyucu kimlik ile çocuğun sürekli yakın çevresinde olma isteği görülmektedir. Çocuğu sürekli olarak göz hapsine almayla beraber müdahale edilecek durumlarda hemen devreye girme isteği ön plandadır. Bu örnekte de koruma iç güdüsü normal ve sağlıklı ancak yine bahsetmek istediğimiz yoğunluk derecesidir. Bu noktada davranmak hem ebeveyni hem çocuğu yıpratacaktır. Çocuk problemi bu tutumdan dolayı ya çok üst perdede yada hiç fark etmeden yaşayarak hayatında olacak sorunlarla mücadele edebilme, sağlıklı karar verme, yardım isteme, problem çözme gibi özellikleri tecrübe edememiş olacaktır. Buda ileriki yaşantısına yansıyacaktır. 

👉 Bu tutumda çocuk adına karar verme eğilimi çok fazla görülmektedir. Kiminle arkadaşlık yapması gerektiği, hafta sonları yapılacak olan sosyal aktivite ve programlara karar veren ebeveyndir.

👉 Hayal kırıklığına uğramaması hissi ile arkadaş seçimine karar verme, arkadaş ilişkilerine müdahale eder.

👉 Ödev yapma, ders yapma konusunda sürekli uyarıcı rolündedir.

Sevgili ebeveynler tüm davranışlarımızda olduğu gibi tutumlarımızın kararında olması hem sizin ruhsal durumunuz hem de çocuğun gelişimi için son derece önemlidir. Çocuğun ebeveyn güvenini ve sevgisini hissederek hayatta gerçekten var olması, deneyimlemesi, gerektiğinde yardım isteyebilmesi yaşamın zeminini oluşturmaktadır. Ayakkabı bağcığını bağlamadığı için belki düşecek ancak o yara geçecek... Çocukta önemli olan duygusal yaralar açmamak.

Sevgiyle Puantiyem'de kalın...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuklara Sorumluluk Değeri Nasıl Kazandırılır?

Sevgili ebeveynler, sevgili meslektaşlarım; Toplumun geleceği olan çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek ve onlara insani değerler kazandırmak bugün tüm toplumun en önemli ihtiyaçlarındandır. Bu genel amaç çerçevesinde çocuğun kendisine ve topluma yararlı birey olmasını sağlayan en temel değerlerden biri de hiç şüphesiz sorumluluk değeri nin bireye kazandırılması dır. Unutulmamalıdır ki değer eğitimi ailede başlamaktadır.  Günümüzde teknolojinin yansımaları ile ebeveynler değerlerin çocuğa nasıl aktarılacağı noktasında örnek uygulamalara ihtiyaç duymaları beni bu yazıya yönlendirdi. Değer eğitimi soyut bir kavramdır. Soyut kavramların okulöncesi dönemde çocuğa aktarılması yaşına ve gelişim düzeyine uygun olan etkinliklerle kazandırılabilir. Çocuk okulöncesi dönemde aileyi, çevreyi taklit ederek uygun davranışı geliştirir. Bu anlamda bizlerin birer yansıması olan çocuklarımıza uygun rol model olmak ilk sırada yer almaktadır. Sorumluluk, bireyin yaşamı...